25.04.2009

Fethullah Gulen ve Hürriyet

Bazı insanlar için dürüstlüğün mutlak bir anlamı yoktur.Bu kavram zamana ve mekana göre değişir.İşte bunun örneği.Ergenekon davasını habire sulandiran,kimi zaman alay eden yada hiç yokmuş gibi görmezden gelen medya başka bir zamanda aynı hassasiyeti göstermemişti.Yıl 1999 Fethullah Gülen hakkında açılan davada henüz bir yargı kararı yokken,dava henüz bir iddiadan ibaretken neler yazmışlar neler.Savcının yerine iddianame hatta hakimin yerinede yargılama yapmışlar.İşte aşağıda Hürriyetin yaptığı yargısız infaz.



22 Temmuz 1999, Perşembe


Ecevit, yine Gülen’i savundu

Takıyye, giderek içtenliğe dönüşebilir
Fethullah Gülen olayına temkinli yaklaşımı nedeniyle eleştirilere hedef olan Başbakan Bülent Ecevit, dün de ‘‘Takıyye, giderek içtenliğe dönüşebilir. Bu tür dinsel toplulukları, laik demokratik rejimi yıkmak için uğraş verenlerle bir cepheye itmeyelim’’ dedi. DEVAM




"Fethullah Gülen ile ilgili olarak ortaya çıkan kasetlerin sizi "şaşırttığını" söyleyebilir misiniz?" Anketi sonuçlandı. İşte sonuçlar:
Toplam 2746
Evet 433 % 16
Hayır 2313 % 84
21-24 Haziran 1999
Kasetler nasıl ortaya çıktı?
Kasetlerde ne diyor?
Kasetler devleti de şok etti
Cumhurbaşkanı kasetleri çok ciddiye aldı
Hoca'nın okullarına Milli Eğitim operasyonu
DGM karar verirse Fethullah Gülen kırmızı bültenle aranacak
Başbakan Ecevit, temkinli yaklaştı
İşte Gülen'in tehlikeye giren imparatorluğu
Devlet adamları Fethullah'ı işte böyle destekledi




Copyright 1999 Hürriyet

Ergenkon ve F.Gulen

Bazı insanlar için dürüstlüğün mutlak bir anlamı yoktur.Bu kavram zamana ve mekana göre değişir.İşte bunun örneği.Ergenekon davasını habire sulandiran,kimi zaman alay eden yada hiç yokmuş gibi görmezden gelen medya başka bir zamanda aynı hassasiyeti göstermemişti.Yıl 1999 Fethullah Gülen hakkında açılan davada henüz bir yargı kararı yokken,dava henüz bir iddiadan ibaretken neler yazmışlar neler.Savcının yerine iddianame hatta hakimin yerinede yargılama yapmışlar.İşte aşağıda Hürriyetin yaptığı yargısız infaz.






  • Liderlerin ruhani destekçisi
  • ABD'de eğitim kampı var
  • Taliban'la ortak şeriat okulları
  • Beş kıtada 40 bin öğrenci
  • 13 basamaklı örgüt piramidi
  • Taşralı öğrencilere 'ışık evleri tuzağı'
  • İdam talebi gündemde
  • Kırmızı bülten çıkabilir
  • Cemaat içeriden çökertildi
  • Fethullah'ın "himmet zinciri"

    TEPKİLER
  • Ecevit, Gülen'in yanıtını bekliyor
  • Babadan sitem
  • İslamcı basın

    ANALİZ
  • Gülen'in taktikleri
  • Orduyu ikna edemedi


  • PORTRE
    Askerliğe meraklı

    Bugün finans şirketlerinden yüzlerce özel okula kadar birçok kuruluşa sahip bir topluluğun ruhani lideri olan Fethullah Gülen, 10 Kasım 1938'de Bitlis, Ahlat'ta doğdu. Babası Ramiz Efendi imamdı. İlk Kuran derslerini annesi Refia Hanım'dan aldı. İlköğreniminin üçüncü yılında öğretmeni kulağını çekince, bir daha okula gitmedi. İlkokulu dışarıdan bitirdi. Ailesinin Eruzurum'a yerleşmesiyle birlikte Kurşunlu Cami Medresesi'nde Sadi Efendi'den ve yine ünlü din alimlerinden Osman Bektaş'tan ders almaya başladı. Gençlik yılları din eğitimiyle geçti. 17 - 18 yaşlarına geldiğinde artık bir Nur talebesiydi. Said - i Nursi'nin takipçilerine açık siyasetten uzak durmaları tavsiyesi nedeniyle siyasetle pek ilgilenmiyordu. Ancak 60'lı yılların yükselen sol hareketiyle mücadele edilmesi gerektiği kanaatinde olmalıydı ki, hayatının önemli bir dönemini geçirdiği Erzurum'da "Komünizmle Mücadele Derneği"nin kurucuları arasında yer aldı.
    Askerlik öncesi ve sonrasında Edirne'de dört yıl imamlık yaptı. 1966'da İzmir Kestanepazarı Camii'ne atandı... Gülen'in portresi

    hersey cumhuriyetle basladi !

    Vatan gazetesinden can atakli
    "Kutlu Doğum Haftası Fethullah Gülen için mi?"
    Basligiyla yazdigi makalede Kutlu Dogum haftasinin Fethullah Gülen dogum haftasina rastgeldigini yazdiktan sonra Zaman gazetesine çatmis.Ve diyorki: "Zaman’cılar
    bilmeli ki, herkesi karalamakta kullandıkları bu gazeteyi çıkarmayı
    dahi Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin özgürlüklerine borçlular."

    Hac mevsiminin kurban bayramina rastgeldigini ögrendikten sonra Cumhuriyetten önce gazete olmadiginida ögrenmis olduk.Evet Cumhuriyetten önce,yani Osmanli hükÜmetleri zdevrinde gazete filan yokmus.

    Engin Ardiç'a da ayni zirvalar denmis ve oda gereken cevabi Sabah taki kösesinde yazmis.

    Bir başka eleştiri, "cumhuriyet olmasaydı nerede yazı yazacaktın" şeklindedir.
    İkdam'da... Tasvir-i Efkâr'da... Tanin'de... Servet-i Fünun'da... Aydınlık'ta... Meşveret'te... Sabah'ta yahu, Sabah'ta! O zamanlar Sabah gazetesi de vardı!
    Radyo yoktu ama herhalde açılacaktı, televizyon yoktu ama herhalde kurulacaktı... Herhalde birçok başka gazete de çıkacaktı, değil mi?
    Haaa, bakınız, yazılarımı Latin alfabesiyle değil, Arap harfleriyle yazacaktım.
    Dört kadınla evlenme hakkım bulunacaktı ama "alafranga aydınların" çok büyük çoğunluğu gibi, bunu yapmayacaktım. Bana birden fazla kadınla evli bir tek İttihatçı da, bir tek Osmanlı subayı da gösteremezsiniz örneğin...
    .......
    Birçok kişi, Türkiye'de her şeyin 29 Ekim 1923 sabahı başladığını sanıyor.
    O kadar düşünmeden konuşuyorlar ki, "cumhuriyet olmasaydı bir bayrağımız ve nüfus kâğıdımız bile bulunmayacaktı" yazanlar bile çıktı.
    Ben de, "Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da dalgalanan yatak çarşafı mıydı?" diye sordum. Peki 1923 yılının ekim ayından önce, diyelim eylül ayında insanlar cepleri kimliksiz mi dolanıyorlardı?
    yazinin devami burada .