31.05.2009

Şehit

Arapçada sözcükler ayrışmış. İsm-i fail olan şâhid “bir olay hakkında bildiğini anlatan kimse”, sıfat olan şehîd ise, Sıhah ve Kamus isimli sözlüklere göre “Allahın dini uğruna ölen kimse”, diğer otoritelere göre ise “savaş meydanında kâfirler tarafından öldürülen kimse” demekmiş. (Hadiste başka türlü de geçermiş ama incesini bir yana bırakalım şimdi.)

Benim anlamaktan aciz olduğum konu şu: TC askeri Kürdistan’da bir dini tesis etmek için mi savaşıyor, yoksa din elden gidiyor da onu önlemek için savaşıyor, nedir bu şehit muhabbeti, biri bana anlatsa pek mutlu olacağım. Hani varsa öyle bir şey keşki ben askere gitmeyeymişim diyorum, bilmediğim bir din uğruna haybeye gitmek de var işin işinde.

Yok postmodern söylemde din şart değil, herhangi bir inanç için ölen kişi şehittir, seküler de olabilir diyorlarsa konu daha beter karışıyor. O çatışmalarda kim inancı uğruna mücadele ediyor, kim askerlik şubesi çağırdı diye seve seve veya öbür türlü gidiyor, ben o kadar emin değilim doğrusu. Ötekilerin inancı fasittir devletinki sahihtir derseniz o zaman da hangi inanç doğrudur, hangisi bozuktur tartışması çıkar ki ben kimsenin öyle bir tartışmaya girmek isteyeceğine ihtimal vermem.

18.05.2009

Çağdaş yaşamı kim desteklemez?

Düşünsen absürd ötesi bir hadise var ortada. “Çağdaş yaşam” denilen şey 1920’lerde 1930’larda durmadı ki, yürüdü gitti. Golf pantalon giyip panama şapka takmak bu devirde çağdaşlık falan değildir, fes ve kavuk giymek kadar tapon bir antikalıktır. Birtakım zattarazotti izci marşlarıyla orgazma gelip Führer’e Başbuğ’a selam durmak 1933’te belki moderndi ama bu çağda çağdaşlık sayılmıyor, psikopatlık sayılıyor.

BUGÜNKÜ çağdaşlık nedir, bakın şöyle anlatayım. Photoshop diye bir program var, bilirsiniz, onun başında çıkan künyeye bakın. Bir Hintli, beş tane Çinli, bir Bulgar, altı-yedi Anglo Amerikalı, birkaç Yahudi, bir Afrikalı, iki Japon’un adı çıkar. Çağdaş yaşam işte odur. Enternasyonalizmin hasıdır. İnsanlık tarihinin gördüğü en heyecanlı işlerden biridir. Çağdaş olacağım, vatanıma milletime özümü armağan edeceğim diye varolmayan düşmanı Çanakkale’de denize dökme hayalleri kurarsan çağdaş mağdaş olmazsın, gülünç olursun. Adam Çanakkale’yi çoktan geçmiş, masandaki ekrandan sana el sallıyor çünkü.

Devamini oku

13.05.2009

Ermeni mezarligina okul


Geçenlerde Radikal de bir haber çikti.
"Van'ın Aydınocak köyünde yapılan temel kazı çalışmaları sırasında çok sayıda kafatası ve kemik çıktı".

Haber bu.Olabilir,Anadolu topraginda o kadar savaslar olmuski neresini kazsaniz insan kemigine rastlamaniz mümkün.Nihayet 7 bin yillik tarihi oldugu söyleniyor.
Gazeteye göre köylüler orasinin mezarlik oldugunu biliyorlarmis.Buna ragmen okul projesinin yerini degistirmemisler.
Neyseki savcilik olaya el koyup inceleme baslatmis.Durum pekde vahim degil.Ama biz Anadoluda çok vahim olaylar gördük.Yeri gelmisken birkaç söz edecegim.

Maalesef ülkemizde Tarihe,kutsala hiç saygi yok. Benim dogdugum köye yakin baska bir köyde 70li yillarda bir okul yapildi.Köyün o kadar bos arazisi varken tuttular eski bir mezarligi düzleyip yerine okul yaptilar.Köylüler isyan etti ama devlet söz dinlemedi. Okul ilk açildigi yillarda çocuklar hep tuhaf seyler gördüklerini anlatirlarmis.Kimileri hayalet falan görürmüs.Sonunda galiba okulu terkedip baska yere tasidilar.Ama köy halki yapilan bu saygiziligi unutmadi.

Bütün ahali devlete bu yaptigindan ötürü beddua etti.O zaman ben çocuktum.Köylülerin söyle dedigini duyardim :"gadani alayim gördünmü gidip dedesinin mezarina isiyecek,vayy..basimiza tas yagacak...". filan gibi laflar. Zamanin hükümeti kimdi bilemem. Gerçi hiç önemi yok.Bizim ülkemizde kararlari hükümetler degil bürokrasi alir biliyorsunuz. Yani her sorunu illa irka,bir kavme veya hükümete dayamak yanlis olur. Yalniz bir gerçek varki Türkiye Cumhuriyeti geçmisi silip atmak,geçmisi yok saymak,herseyi yeniden insa etmek felsefesi üzerine kurulup nesiller bu felsefe üzerine yetistirilmistir. TC fesefesinde 1923 öncesi tarihe atifta bulunmak gericilik ve irtica ile esdeger sayilmis ve yetisen nesiller referanslarini tarihten degil onlara ezberletilen ve nereden geldigi belli olmayan "cumhuriyet degerlerinden" almistir.

Cumhuriyet degerlerinde ise tarih yoktur.
Cevrenize bir bakin yol geçirmek için yikilan ne kadar tarihi eser,veya degerli bina göreceksiniz. Bati ülkelerinde(Fransa) nesli tükenmekte olan böceklerin yuva yaptigi bir agaci kesmemek için otoyolunun güzergahi degistiriliyor.Bizde ise sanki inat olsun diye tarihi bir esere rast getirilir.Evler yikilir,ormanlar kesilir. Konuyu uzatip gidebiliriz.Halen bir Osmanli Sultaninin hain olup olmadigini tartisiyoruz.Fransizlar kral 16.Louis,Kraliçe ve Ogullarinin baslarini giyotinledigi halde hiçbir fransiz tarihinde Louis 16 haindi yazmaz.Hatta 2.dünya savasinda almanlarla ittifak eden general Petin dahi resmen hain edilmemistir.Sadece aydinlar arasinda münakasa konusu olur. Konuyla alakasi belkide yok ama bunlari yazmamdaki maksat Tütkiye Cumhuriyeti (bana göre) saygisiz,degersiz(sarildigi degerleri olmayan) bir insan kütlesi yetistirdi.Birisi resmi kültüre uymayan birsey söylese ya gerici/irticaci,ya sovyet yanlisi,ya amerika usagi oluyor.Insanlar kutuplasmis karsi tarafin her dedigi her yaptigi bir hainlik oluyor.Bu şizofrenik görüntü Cumhuriyetin resmi egitim/ögretim taraftarligindan kayanaklaniyor.Insanlarin ufku açilmamis. Söyle çikip bir gezin Türkiyeyi ,üzerinde Osmanlica yazi bulunan kaç bina görebilirsiniz? 700 senede bu Osmanli denen imparatorluk hiçmi bir binanin duvarina yazi yazmamış? Ne garip degilmi? Ufku açilmamış dar görüşlü insanlarda ancak bir robot gibi emre uyup eline verilen dosyada ne yaziyorsa onu uygular. Ankara da yazilmis planlari bir robot gibi Van da uygularsaniz ortaya böyle garip durumlar çikar.

Etiketler:

Mardin deki katliam

Epeydir yazma imkanim olmadi.Şahsi işlerim vardı onlarla ugraştım.
Geçen hafta meydana gelen Bilge köyündeki katliamla ilgili birşey yazmayacagım.Çünkü bilgim yok.Tek bildiğim gazetelerde çıkan haberler.
Benim şahsi kanaatim bu olayın töre,namus,kız alıp vermekle ilgisi olmadıgı.
İnşallah suçlular cezalandırılır.Vefet edenlere Allah rahmet eylesin.

Atatürk büstünü kıran inek sürgüne gönderildi



Malatya Kadiruşağı Köyü’ndeki Gülsüm adlı inek, sahibinden kaçıp ilköğretim okulunun bahçesindeki Atatürk büstünü kırınca, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından soruşturma açıldı. Köylüler “Suçlu bir hayvan” deseler de hepsinin tek tek ifadesi alınınca ineğin sahibi Gül Kılınç korkup Gülsüm’ü İnekpınarı Köyü’ndeki akrabasının yanına sürgüne gönderdi