30.03.2008

Rekor diye buna derler

31.03.2008

Rekor diye buna derler


YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan 5 bin YTL maaş alırken, Gazi Üniversitesi'nin yasakçı Rektörü Kadri Yamaç'ın aylık geliri 39 bin YTL.

Kartel medyası YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın maaşının 15 bin YTL’ye yükseltileceğini iddia etmişti. Ancak Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “YÖK Başkanı ile ilgili düzenleme henüz Bakanlar Kuruluna gelmedi. Haberde iddia edildiği gibi YÖK Başkanı'nın maaşı 15 bin YTL değil, 6 bin 609 YTL olması öngörülüyor” demişti.
YÖK Başkanı'nın muhtemel geliri tartışıla dursun rektörlerin bir aylık gelirlerinin en az 90 asgari ücrete eşit olması gündeme bile gelmiyor. BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun yaptığı bir çalışma rektörlerin bir aylık gelirlerinin; döner sermaye gelirleri, tazminatları, ek ders ücretleri, unvan ve diğer yan ödemelerle birlikte 40 bin YTL’yi bulduğunu ortaya koyuyor. Örneğin Gazi Üniversitesi’nin laikçi ve yasakçı Rektörü Kadri Yamaç’ın aylık geliri 39 bin YTL. Yamaç, bu muazzam kazancı ile 90 asgari ücretliye bedel oluyor. Yamaç, ayrıca bu geliriyle 16 bin 146 YTL maaş alan Cumhurbaşkanı ile 8 bin 751 YTL maaş alan Başbakanı da geride bırakmış oluyor.
LAİKLİK BAHANE MAAŞLAR ŞAHANE
Vakit’e konuşan, BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu, laiklik diye ortalığı ayağa kaldıran rektörlerin iş maaş konusuna gelince sustuklarına dikkat çekerek, “Yoksa bazı yasakçı rektörlerin, totaliter bir laikçilik yaparak, suni krizler çıkarıp, üniversitelerdeki demokratik ortamı sabote etmelerinin sebebi bu ekonomik imkânları kaybetme korkusu yaşamaları mıdır?” dedi. Topçu, kendilerini devletin hamisi ilan eden rektörlerin, aylık ne kadar gelir elde ettiklerini bütün ayrıntısıyla kamuoyuna açıklamaları gerektiğini de dile getirerek, “Bu rektörlerden, ‘laiklik bahane, maaşlar şahane’ şeklindeki kamuoyu vicdanında oluşan rahatsızlığı giderecek, gerçekçi ve tatminkâr cevaplar bekliyoruz. Bu konuyu parti olarak TBMM gündemine taşıyacağımızı da ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.
MAAŞLAR KONUSU GÜRÜLTÜYE GETİRİLİYOR
Üniversite Öğretim Elemanları Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun ise, bazı üniversite rektörlerinin öğretim üyelerinden çok fazla gelirlerinin olduğunu bildirdi. Üniversiteye ayrılan payın büyük bir kısmının maaşlara gittiğini kaydeden Dursun, “Ancak curcunaya getirilerek dağıtılan bu maaşlar siyasi ve ideolojik tartışmaların kurbanı oluyor ve ne yasama organında, ne YÖK’de, ne de ÜAK’ta hiç görüşülmüyor. Kimse öğretim üyelerinin ne kadar maaş aldıklarını ne kadarını bilimsel araştırmaya ayırabileceklerini gündeme getirmiyor” dedi. Türkiye’de ideolojik ve siyasi değerlendirmelerin üniversitelerin bilimsel çalışma yapabilmelerinin önündeki en önemli engel olduğunu söyleyen Dursun şunları kaydetti: “Akademik ve bilimsel çalışmalar huzurlu ortamda yapılabilir. Bilgi ancak huzurlu ortamda üretilebilir. Ancak üniversitelerimizde maalesef huzurlu bir ortam temin edilemediği için bugüne kadarki gelişmeler gelecekte bu işin biraz zor halledileceği doğrultudadır. Bence huzurlu olan ortamda herkes hakkıyla hakkaniyetle layık olduğu imkânı kullanır. Böyle bir ortamda ilk 500’e bir tane değil birçok üniversitemiz girer. Ben Türkiye’deki üniversitelerin potansiyelini iyi görüyorum, ancak iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Organizasyonu iyi yapılamadığı için, genellikle bilimsel ve akademik çalışmalardan ziyade siyasi ve ideolojik tartışmalar olduğu için üniversitelerimiz bu seviyededir. Bu durum Türk üniversitelerinin ilk 500’e girmesi veya bilimsel çalışmalarının önünde büyük bir dezavantajdır.”

Vakit 31.03.2008

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa