24.09.2008

Almanyanin D si

Bugün posta kutuma bir messaj geldi.
Paylasmayi deger.Sizde okuyun.

Yoksa Kanal D Aydın Doğanın D si değil de Almanyanın Deutschland’ının D simi

Çok yakın zamanda Türkiye’ye olan para akışını kesmek ve Avrupa’nın Türk vatandaşları tarafından finans kaynağı olarak görülmesinin önünü kesmek amacıyla Deniz Feneri davası, siyasi olarak açıldığına şahit olduk. Daha öncesinde ise 28 Şubat süreciyle birlikte yerli işbirlikçiler vasıtasıyla holdingler üzerinden Türkiye’ye para akışı kesilmek istenmiş ve başarılı olunmuştu. Holdinglere para akışı durdurulması başarılı olunca ikinci aşama olarak yardım kuruluşlarına para akışı durdurulup oradaki Türklerin anavatanla olan bağları tümüyle kopartılmak istenmektedir.

Bu tarz çalışmaları Almanlar her zaman yapmaktadır. Ancak Aydın Doğan gurubunun bu davayı yurtiçinde AKP ye karşı kullanması ve AKP'yi yıpratma aracına dönüştürmek istemesi geçmiş ilişkilere bakıldığında ve AKP'nin Aydın Doğana sağladığı olağanüstü faydaya rağmen Aydın Doğanın kontrolünde olan bir olgu olmasa gerek. Bu durum olsa olsa Alman gizli servisiniz AKP yi Avrupa limanına sıkı sıkıya bağlı konumda tutma çabası olarak olarak görüldüğünde mantıklı bir çerçeveye oturacak gibi geliyor. Aksi takdirde Doğan medyası tek başına böyle bir konuyu gündemin ön sıralarına taşımaz ve bu konuyu şişirmez. Çünkü Doğan grubuna hükümet hak ettiğinden çok fazla fayda sağladığı kamuoyundaki bilgilerden anlaşılmaktadır.

28 Şubat sürecinde ise yerli işbirlikçiler ve Siyonist lobiyi kullanarak gene Almanlar Refah partisi ile tamamen Asyalılaşan Türkiye’yi Avrupa limanına tekrar bağlamayı başarmışlardı. O zamanı hatırladığımızda neler yapılmıştı. AB istemeyen İslami kesimin bazı hakları ellerinden alınarak onlar üzerinde baskı kurulmuş ve adeta AB olmayacaksınız da bu askeri dikdatöryaya mı talim edeceksiniz şeklinde bir yaklaşıma sokulmuştu. Bu yolla biz bu dinsiz imansızlara kalacağımıza daha geniş bir topluluk olan Avrupaya girelimde bu şekilde akıl dışı yasaklarla uğraşmayalım saikiyle İslami kesimin tümü AB’ci oldular.

İkinci olarak yaptıkları şey ise Gurbetçiler tarafından finanse edilen şirketlerin çok güçlü özkaynakları omasına ve Türkiyenin ihracat kapasitesini arttırmaya yönelik yatırımlarına rağmen, bu şirketleri kurumsallaştırmak ve rehabilite etmek yerine yeşil sermaye vurgusu yaparak onları sorunlu hale getirdiler. Zaten sorunlu olan ve profesyonel olmayan yönetimleride bu şekilde karşı tarafa açık verdi. Bu süreçte SPK yıda kullanarak yüksek miktarda cezalar yazdırdılar. Sonuçta bu şirketler yatırımcısına kar yerine zar yazdı. Bunlar içinde kötü niyetli olanlarda vardı ve bunlarda afişe edilerek bu şirketlerin tümü töhmet altında bırakıldı. Böylece Türkiyenin hızlı gelişiminin ve Anadolu girişimcisinin önü kesilmiş oldu. Sermayenin işbirlikçi değil de yerli olmasının önünde tıkanması büyük ölçüde sağlandı. Bu şekilde gurbetçiler gözündü Türkiye’deki insanlar güvenilmez olarak tanımlanması sağlandı ve bu yolla ülkemize gelen özkaynak niteliğindeki finansmanın önü tıkanmış oldu.

Şimdi ise Deniz Feneri e.V davası ile yardım amaçlı yapılan çalışmaların önü tıkanmak istenmiştir. Bu konuda Türkiye’de de Almanya istediği siyasi yaklaşımı geliştirmiş ve Doğan medyasını kullanmıştır. Hükümet te artık verecek bir şeyinin olmadığını görerek isyan etmektedir. Anlaşılan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın isyanı buna. Aydın Doğana kalsa bu şekilde yayınlar yapılması mümkün olmazdı anlaşılan bu Aydın Doğanı aşan bir durum olduğu gözükmektedir.

Dış dünyanın müdahalelerine karşı dirençli bir dünya için bu tarz medya ilişkilerinin iyi irdelenmesi ve MİT’in ülkemizi yönetenleri doğru ve zamanında bilgilendirmesi zorunluluğu olsa gerektir. Ülkemizde bu tür ilişkilere yönelik açık yasal düzenlemeler yapılması zorunluluğu olmalıdır.

Daha önce Vodafone Yunanistan’da bu şekilde bir istihbarat çalışması ile bakan üzerinde etkili olmuş ve kısmen kamuoyuna yansıyan haberlerden de anlaşıldığına göre bakanı öldürtmüştü. Yunan hükümeti ise dört milyar doları bulan bir ceza kesmişti Vodafone’a. Sonra herhalde bir şekilde anlaştılar ve sorun olmadı. Bu şekilde amacı dışında kullanılan ve yabancıların ülkemiz üzerinde etkili olacağı yayın yapmasını sağlayan ve yabancı devletlerin amaçlarını ülkemiz menfaatleri aleyhine destekleyenlerin cezalandırılacağı bir yasal düzenleme yapılmalıdır.

SAYGILARIMLA
A. EKINCI

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa