28.09.2007

Yeni 'şeytan' Malezya

Yeni 'şeytan' Malezya


GENÇLİK yıllarımda antikomünist birçok kitap okudum. Falanca ülkelerde "gafiller, aymazlar, umarsızlar" tehlikeyi görmemişler, işte başlarına komünizm gelivermişti!
1967'de TOBB tarafından yayımlanan, Richard Ketchum'un "Komünizm Nedir?" adlı kitabı hâlâ elimde. Doğu Avrupa'da sosyal demokrat ve çiftçi partileriyle, Çin'de Çan Kay Şek'i desteklemeyen "gafiller" bir sabah uyandıklarında görmüşlerdi ki "darbe" olmuş, komünizm gelmişti!
O zamanlar Türkiye'de TİP'in doğuş ve gelişme yıllarıydı! Koskoca İsmet Paşa bile "Ortanın solundayız" diye komünistlere ödün veriyordu!
Komünizm adım adım geliyor, gafiller görmüyordu.
Ülkelerin hiçbir özelliği, olaylara yön veren farklı sosyal ve politik dinamikleri yoktu! Ülkeler bir tiyatro idi, seyircilerin gafleti yüzünden komünistler sahneleri basıyor, "kızıl piyes"i oynamaya başlıyordu!
Türkiye'de de "Bu kış komünizm gelecek!" idi!
O kadar basit! Dıştan ve kaba görünüşle o kadar da inandırıcı!

Korku ihtiyacı!
Korkularımız hiçbir ciddi araştırmaya dayanmıyordu. Değişik yönlere giden otobüsteki bazı yolcuların benzerliğine bakıp aynı yere gidiyorlar sanmak, çok kolaydı.
İşte bakın, solcu İsmet Paşa bile artık Kerensky'ye veya Beneş'e benziyordu!
Eee, ardından komünizm gelecekti tabii!
Şimdi düşünüyorum da sorun sadece "bilgi, araştırma" meselesi değildi; "korku" psikolojik bir ihtiyaçtı! Bir "şeytan" lazımdı! Sağcı ve solcu düşman kardeşler, savaşmakta oldukları "şeytan"ın ne kadar "tehlikeli" olduğunu anlattıkça, ne kadar ulvi bir iş yaptıklarını ispat etmiş oluyorlardı!
Merhum Mehmet Ali Aybar hakkında "Aybarof" diye konuşmalar yaptığımı bugün utanarak hatırlarım.
Sonra çok okudum, Bolşevizmi çok iyi inceledim. Merhum Aybar'ın farkını fark ettim.
Ve MHP'nin yayın organı Hergün gazetesinde Mehmet Ali Aybar'ı öven yazılar yazdım.
Soğuk Savaş'la birlikte o korkular gitti. Sanıyorum, sağın liberalizme kolay açılmasında bunun da rolü oldu, sol ise emperyalizm korkusunu aşamadı. Neyse...

Türlü çeşitli...
1990'larda "şeytan" İran'dı! "İran'da Humeyni'nin iktidar yolunu gafil aydınlar açmış"tı! Hâlâ rastanıyor böyle diyenlere. Hiç İran'a gittiniz mi, hiç İran hakkında araştırma yaptınız mı? Hayır!
Şimdilerde en cazip "şeytan", Malezya'dır! Hele de çarpıtılmış "mahalle baskısı" gözlüğüyle bakıp Türkiye'yi nasıl 'Malezyalılaştıracaklarını' düşünmek müthiş heyecan verici!
Halbuki ben sevgili Ece'nin Malezya röportajını okudukça Türkiye'nin niye Malezya olmayacağını daha net görüyorum!
Türkiye yüz elli yıldır Batı'ya giden bir otobüs. Bu otobüsteki 'mahalleliler' de Batılı hayat standartlarına özeniyor! Bizim 'İslamcılar' özgürlüklere, demokrasiye, Batı ile siyasi ve iktisadi entegrasyona taraftar; hatta bankalarımızı Batılılara satıyorlar!
Malezyalı İslamcılar ise Müslümanların paralarını İslami bankalara yatırmalarını mecbur tutuyormuş!
İki otobüsün yönü aynı mı?
Din, kitapta tektir. Sosyal hayatta türlü çeşitlidir. Hz. Ali de, onu "kâfir" diye şehit eden Hariciler de Müslümandı! Yunus Emre de "Molla Kasım" da Müslümandı.
Günümüzde de çeşit çeşit!
Genelleme yaparak, otobüslerin aynı yöne gittiğini zannederek "korku" yaratmanın, "şeytan"la savaşmanın dayanılmaz bir hazzı var ama hiç de gerçekçi değil.

t.akyol@milliyet.com.tr

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa